Skip to main content

Restorasyon Nedir?

Tarihi Yapıların Restorasyonu

Yapının mevcut durumunun belgelenmesinden sonra, sorunların saptanarak potansiyel ve yeni kullanım olanaklarının araştırılması, onarıma yönelik temel yaklaşım ve müdahale biçimlerinin belirlenmesi ile yeni kullanımın gerektirdiği müdahalelerin rapor, ölçülü ve ölçekli çizimlerle aktarımıdır.

Restorasyon İlkeleri: Restorasyon Projelerinin hazırlanmasında asgari şu ilkeler göz önünde tutulacaktır:

  1. a)Kültür varlığının korunmasında ve onarılmasındaki amaç, onları bir sanat eseri olduğu kadar, bir tarihi belge olarak da korumaktır. Bu nedenle yapılacak müdahalelerde, yapının bir ya da birden fazla dönemin sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamının belgeleri olduğu unutulmamalıdır,
  2. b)Yapının günümüze ulaşmış sosyo-kültürel ve tarihi kimliğini oluşturan mekansal, biçimsel ve yapısal özellikleri ve çevre içindeki özgün konumu korunacaktır.
  3. c)Yeni bir kullanımın gerekmesi halinde, bu kullanım yapının özgün değerlerini ve niteliklerini bozmayacak ve onların algılanmasını güçleştirmeyecek ölçeklerde tasarlanmalıdır
  4. d)Onarım müdahaleleri varsayımlara dayandırılmamalıdır. Bu bağlamda restitüsyon projesinin bir etüd olduğu ve bir uygulama projesi niteliği taşımadığı göz önüne alınmalıdır,
  5. e)Koruma ve kullanım için gerekli müdahaleler, yapının özgün bünyesinden farklı nitelik ve tekniklerle oluşturulmalıdır,
  6. f)Yapının yaşadığı farklı dönemlerdeki ekler, o dönemin yaşamının ve yapım tekniklerinin kaybedilmemesi gerekli ögeleri ise korunmalıdır.
  7. g)Bir dönemin açığa çıkartılması için eşdeğer değerlere sahip diğer dönemlerin tahrip ya da yok edilmesinden kaçınılmalıdır,
  8. h)Restorasyon projesi genellikle, yalnız strüktürün sağlamlaştırılması ve uygulanacak teknolojilerin belirtilmesiyle kalmaz, tarihi yapının yeniden kullanılmasıyla ilgili önerileri de içerir. Verilmesi istenen işlevin yapıya uyarlanabilirliği araştırılır ve yeniden kullanım projesinin eserin kütlesel ve mekansal özelliklerini bozacak ekler, değişimler getirmemesine dikkat edilir. Restorasyonda önemli olan yapının korunmasıdır, yeniden kullanım bir araçtır.
  9. i)Yeni işlev verilen binalarda çağdaş kullanımla ilgili servis mekânlarının bina içine yerleştirilmesi, yapının deprem koşullarına uygun hale getirilmesi, yangına karşı önlem alınması, sakatların binaya girebilmeleri için engellerin kaldırılması gibi konular proje aşamasında çözülmelidir.

Restorasyon Proje Aşamaları

Restorasyon sürecini kısaca üç ana başlık altında inceleyebiliriz:

Rölöve Projesi: Yapının ya da yapı grubunun tümünün ya da bir bölümünün mevcut durumunun belli ölçeklerde anlatılması için hazırlanan ve herhangi bir yorum ya da değerlendirme içermeyen çizimsel belgeleri ifade eder.

Restitüsyon Projesi: Bir taşınmaz kültür varlığının zaman içinde geçirdiği müdahaleleri dönemleyen ve ilk yapıldığı ya da belli bir dönemdeki durumunun belirlenmesi için gerçekleştirilen; tarihi araştırma ve karşılaştırmalı çalışma tekniklerinin kullanıldığı yazılı, çizili ve görsel belge içeren bir etüdü ifade eder.

Restorasyon Projesi: Yapının mevcut durumunun belgelenmesinden sonra, sorunların saptanarak potansiyel ve yeni kullanım olanaklarının araştırılması, onarıma yönelik temel yaklaşım ve müdahale biçimlerinin belirlenmesi ile yeni kullanımın gerektirdiği müdahalelerin ölçülü ve ölçekli çizimlerle anlatımını, gerekli görülen bölümlerde yazılı ve görsel anlatımları içeren çalışmalar ile raporunu ifade eder.

Restorasyon Uygulama Teknikleri

Ön araştırmalar sonucunda elde edilen bilgiler hasar nedenlerini ortadan kaldıracak veya etkilerini azaltacak koruma tekniklerinin seçilerek uygulanmasına temel oluşturan teknikler;

  1. a) Sağlamlaştırma: Kültür varlığının yapıldığı malzemelerin sağlamlaştırılması, Taşıyıcı sistemin sağlamlaştırılması Çemberleme, bağlantı çubukları-gergi uygulaması şeklinde uygulanır.
  2. b) Bütünleme (Reintegrasyon): Bir bölümü hasar görmüş, yada yok olmuş yapı ve öğeleri ilk tasarımlarındaki bütünlüğe kavuşturacak biçimde geleneksel ya da çağdaş malzeme kullanılarak tamamlama işlemine bütünleme-reintegrasyon denir. Bütünleme ancak gerçek yapısal verilere ya da belgelere dayandırıldığında kabul edilebilen bir uygulamadır.
  3. c) Yenileme (Renovasyon-Rehabilitasyon): Zamanla değişen yaşam biçimi ve ona bağlı isteklerle işlevini yitirmiş tarihi yapıların farklı bir işleve uyarlanması ya da işlevleri devam eden, ancak konfor koşulları eskiyerek standart altı kalan tarihi yapıların güncelleştirilmesidir.

Çevresel özellikleri nedeniyle korunması istenen yapıların yeniden kullanımlarında, yeni işlevin dış görünümü bozmadan gerçekleştirilmesi arzu edilir. Bu binaların kurtarılması için tek ekonomik yol olan yeniden kullanım sırasında, iç düzenlemede daha esnek uygulamalara gidilmesi söz konusudur. Yangın, bakımsızlık nedeniyle döşeme ve tavanlarını yitirmiş ve ilk tasarıma ait yeterli veri bulunmayan 2. gurup yapılarda, yeni bir iç düzenleme yapılmasına izin verilebilir. Çok önemli mimari öğeler, plan ve iç mekan değerlerine sahip olan 1.grup yapılarda ise yeni kullanıma elverişli, serbest iç düzenlemeler uygulanmaktan çok tarihi mekanların anısını sürdüren düzenlemelere gidilmesi doğrudur.

  1. d) Yeniden Yapım (Rekonstrüksiyon): Tümüyle yıkılmış, yok olmuş, ya da çok harap durumda olan bir kültür varlığının veya sitin elde bulunan belgelere dayanılarak yeniden yapılmasıdır.

Bu ancak özel durumlarda kabul edilen bir uygulamadır. Yeni yapı, yerine yapıldığı kültür varlığının tarihi dokusuna, özgün malzeme ve işçiliğine sahip değildir. Bir kopya, tarihi yapının kütle ve mekanlarını ancak biçimsel olarak canlandırabilir, kültür varlığının yerini alamaz. Bu nedenle yeniden yapımda doğru ve yeterli bir restitüsyon araştırması ve buna dayalı restitüsyon projesinin temel alınması gerekir. Ayrıca gelecek kuşaklar açısından yapının yeniden yapıldığı tarih de (rekonstrüksüyon tarihi) cephesindeki bir plaket üzerinde belirlenmelidir.

  1. e) Temizleme: Kültür varlığının ve kentsel sitlerin genel etkisini bozan, tarihi ve estetik değer taşımayan (muhdes) eklerden arındırılmasıdır.

Kaldırılacak eklerle ilgili karar verme yetkisi Koruma Kurullarına aittir. Kaldırılması istenen yapısal ekler farklı bir gösterimle plan, kesit ve görünüş rölöve paftalarına işlenir ve temizlik sonrası durum öneri proje olarak kurula sunulur. Yetkili kuruldan onay alındıktan sonra ekler kaldırılabilir. Temizleme işleminden önce ve işlem sırasında fotografik belgeleme yapılmalıdır.

  1. f) Taşıma: Genel olarak bir kültür varlığının yerinde korunması temel prensiptir. Ancak, başkaca bir alternatifin kesin olarak bulunamadığı ve yüksek kamu çıkarı bulunan çok önemli Bayındırlık etkinlikleri, jeolojik yapı ya da doğal afetler bir kültür varlığının ya da tarihi yerleşmenin bulunduğu yerde korunmasını zorlaştırabilir, olanaksız kılabilir. Bu durumda kültür varlığı ya da yerleşmenin önceden belirlenen uygun bir konuma taşınarak orada yaşamını sürdürmesi gerekebilir. Taşıma işlemi, kültür varlığının boyutlarına, malzemesine ve yapım tekniğine göre çeşitli tekniklerle gerçekleştirilmektedir.

Tarihi Yapı Onarım ve Güçlendirme Rehberi

Tarihi yapılarda güçlendirme; yığma elemanların takviye edilmesini, tonoz, kemer, kolon, kiriş ve döşeme gibi elemanların yapısal güçlendirilmesini içeririr.

Tarihi yapılarda güçlendirme sadece inşaat mühendisinin yada bir mimarın görevi değil,sanat tarihçisi, arkeolog, malzeme uzmanları ve mimarların birlikte kolektif çalışması, tüm disiplinlerin içinde olması çok önemlidir.

Ülkemizin özellikle deprem kuşağında olması, zemin problemleri, sel baskınları, yangınlar, fiziksel ve kimyasal bozulmalar sonucunda tarihi yapıların bir çoğunluğunun taşıyıcı sistem özelliklerini ve görüntülerini olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Taşıyıcı sistemdeki düzensizlik ve süreksizlikler birçok tarihi yapıda çatlakların oluşmasına neden olmuştur. Çatlaklara ve taşıyıcı sisteme yapılan bilinçsiz ve yanlış tadilat-onarım girişimleri, yapıdaki hasarlar araştırılmadan yapıldığı için olumlu sonuçlar alınmayacaktır.

Hasar görmüş tarihi yapıyı güçlendirmeden önce, incelenen yapının geçmiş hikâyesi, inşası ile ilgili bilgiler, önceden hasar, tadilat veya onarım görüp görmediği gibi hususların sorgulanması, yapının oturduğu zemin özellikleri, taşıyıcı sistemi, yapıyı oluşturan taşıyıcı malzemelerin dayanımı, yapının tarihi dokusu incelenerek yapılacak müdahale ve güçlendirmeye karar verilmelidir. Gerekli incelemelerin yapılmadığı zaman sadece koruma niyetiyle başlanılan tadilat ve onarım işleri istenmeyen hasarlara sebebiyet verebilir. Bu nedenle çok geç olmadan maliyet ve ekonomi göz önüne alınarak tarihi yapıların bilinçli bir şekilde korunması ve güçlendirilmesi yapılmalıdır.

Firmamız bu tarihi yapıların güçlendirilmesinde deneyimli kadrosu ve akademik kadro iş birliğiyle hizmet vermektedir. Detaylı bilgi için lütfen firmamızla iletişime geçiniz.